YAYINA HAZIRLAYAN: MELEK ÇALIKOĞLU

İzmir’deyim…

6 Mayıs’ta yapılan olağan kongreden sonra en çok tartışılan ve konuşulan isim olan Naşit Birgüvi il bir araya geldim….

Sordum, siz kongre öncesi Osman Çilsal’ı desteklediğinizi açıkladınız, daha sonra Gültekin Uysal’a taraf oldunuz, ve kongre salonunda, Nevzat Ercan’ın konuşmalarına müdahalelerde bulundunuz. Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak, 5,5 ayda bir çok İl ve İlçeleri dolaştınız, şuan bizim yaptığımız gibi…

Gittiğiniz yerlerde tabelası indirilmiş, teşkilatları bir bir kapanmaya zorlanan, kapalı olan, o bölgelerde partinin önderleri olanların bir bir AKP, CHP ve MHP’ye geçtiğini yada Genel Merkezin duyarsızlığı yüzünden geçmek üzere olduğunu görünce hiç mi vicdanınız sızlamadı mı, Bu misyona ihanet edenler ile nasıl bir aradayım diye düşünmediniz mi? diye açık açık sordum…

Birgüvi’yi yukarıda bahsettiğim konular nedeniyle en çok eleştirenlerin başında geliyorum. O nedenle bana randevu vermez diye düşünüyordum. Yerel Yönetimlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Mehmet Bektur’u aradım ve ertesi gün saat 11′de Birgüvi’nin benimle görüşeceğini söyledi…

Sorduğum her soruya içtenlikle cevap verdi. Doğrusu bu kadarını beklemiyordum. Biliyorum bu röportajı merakla bekliyorsunuz, o nedenle sizi daha fazla bekletmeyeyim…

İŞTE GÜNDEME BOMBA GİBİ DÜŞECEK RÖPORTAJ

YEKTA YAKTI: Yerel Yönetimlerden sorumlu, Genel Başkan Yardımcısıydınız ve İl ve İlçeleri dolaşıyordunuz, gittiğiniz yerlerde bugün bizim ortaya koyduğumuz fotografı sizde gördünüz, partinin bu durumunu başkanlık divanında gündeme getirdiniz mi?

Naşit BİRGÜVİ: Bir partinin hedefi iktidar olmaktır. Demokrat Parti 66 yıllık bir maziye sahip bir parti ve gittiğimiz her yerde muazzam bir şekilde tabanını muhafaza eden bir parti. Her ne kadar, şuan sandığa yansıyan bir varlığı olmamasına rağmen, teşkilatlar olarak varlığı olan bir parti. Sıkıntımız özellikle on yıldır iktidar olan, AKP tarafından, Demokrat Parti tabanı üzerinde operasyonların yapılması, manevi kimliklerinin istismar edilerek kullanılmış olması, tabi iktidar tarafından , Demokrat Partinin kendi tabanında var olan bütünlüğünü bir gün sonrasına taşımaması. Taşımamasının sebebi ise başında lider olarak kendisini temsil eden lider ile kadroların bu dirayeti ortaya koymamasında.

‘UYSAL’LA DEMOKRAT PARTİNİN BİTİRİLİŞİNİN FİNALİ YAŞANIYOR’

Bu erozyon Mehmet Ağar’la başlamış, Süleyman Soylu ile devam etmiş, Cindoruk’la doruğa ulaşmış, Namık Kemal Zeybek ile de bitme noktasına gelmiştir. Ve Gültekin Uysal’ın Genel Başkanlığında da, Demokrat Partinin bitirilişinin finali yaşanıyor. En son seçimlerde aldığı oylar binde 65 olsa dahi, Demokrat Parti taşıdığı misyonu itibariyle yarın sandıktan o yoksun olduğu motivasyonu tamamladığı ve manevi birlikteliği temin ettiği taktirde, tekrar dünkü yüzde 65′e ulaşabilecek kapasiteye ve güce sahip.

YEKTA YAKTI: PEKİ BİNDE 65′TEN YÜZDE 65′E NASIL ÇIKACAKSINIZ BU ŞARTLARDA?
Naşit BİRGÜVİ: Demokrat Parti bunu geçmiş tarihinde ispatlamış bir parti. 12 Eylül’ün silindirleri arasında ezilmesi sonrasında tekrar bir dirayet ortaya koymuş, o koyduğu dirayetle iktidarı yakalamış, iktidarı yakalamakla kalmamış, Genel Başkanının Başbakan ve Cumhurbaşkanı yapmış. O günden bugün arasındaki fark lider farkı ve kadro farkı vardır.

YEKTA YAKTI: SİZ BU KADRONUN İÇİNDEYDİNİZ. SAYIN UYSAL’ADA DESTEK VEREN İZMİR TEŞKİLATININ İL BAŞKANIYDINIZ. VE MEVCUT LİDER VE KADRO İLE 5,5 AY GÖREV YAPTINIZ, BAŞKANLIK DİVANINDA OLAN KADROLAR İÇİNDE AKTİF OLARAK ÇALIŞTINIZ VE İL VE İLÇELERİ DOLAŞTINIZ, BUGÜN BİZDE İL VE İLÇELERİ DOLAŞIYORUZ. PARTİNİN BİR ÇOK İL VE İLÇELERDE TABELASI YOK, TEŞKİLATLARI YOK. SİZDE BUNLARI GÖRDÜNÜZ VE TESPİT ETTİNİZ. BU TESPİTLERİNİZİ BAŞKANLIK DİVANINDA HİÇ GÜNDEME GETİRMEDİNİZ Mİ?

Naşit BİRGÜVİ: Tabi ki oldu. Genel Başkana hiç söylemediysem en az 5 kere bir proje doğrultusunda neler yapılaması gerektiğini aktardım. Ve başkanlık divanında da söyledim. Her ne kadar bizim tabelarımız inmiş olsa, teşkilatlarımız kapalı olsa da tabanımız güçlü. Burada sahipsizlik var, teşkilatların lidere ve Genel merkeze güvensizliği var. Bundan dolayı da, tabanımız bir boş verişte, lanet olsun demişler. Teşkilatlarımız sahipsiz bırakılmış, ortaya Genel Merkez tarafından bir dirayet konmamış, bunu fırsat bilen, diğer partilerde sahipsiz kalmamış, teşkilatlarımıza kapılarını açmışlar, gittiğimiz yerlerde bunları da gördük. Tabela iniyorsa, teşkilat açılmıyorsa, hele hele orada en büyük parti sensen, hatta çok uzun süre yerel yönetimlerde sen iktidar olmuşsan, senin yeniden var olmaman için orada kalan üç- beş tane kanaat önderine, AKP,CHP ve MHP kanca takıyor.
Gittiğimiz yerlerde nerede buranın ilçe başkanı dediğimiz de, oranın ilçe başkanının diğer partiler i ile temas halinde olduğunu gördük. Genel Merkezide bir hareketliliği görselerdi. Neden bu insan diğer partiler ile temasta olsun. 30 yılını Demokrat Partide harcayan bu dakikadan sonra, CHP, MHP, AKP ile temasa geçiyorsa bu o insanın karaktersizliği değil, Sahipsizliğidir.

Gün gelmiş, Sayın Demirel yoktan var etmiş, sıfırlanmış bir partiyi almış, kendisini Cumhurbaşkanı yapacak halde iktidara taşımız. Demek ki; burada problem Genel Merkez’de, hastalık Genel Merkezde!..

YEKTA YAKTI: PEKİ SİZ HASTALIĞIN GENEL MERKEZDE OLDUĞUNA KARAR VERDİĞİNİZ İÇİN Mİ İSTİFA ETTİNİZ?

Naşit BİRGÜVİ: Gün gün teşkilatlar kapanıyor. Teşkilatların kapanması bir tarafa münfesih duruma düşüyor. Ve şayet yerel seçimler 6 ay önce yapılmış olsaydı. Düşünebiliyormusunuz, Demokrat parti olarak seçime giremeyecektik. Bunu önlemek için seçimlerden 6 ay önceden teşkilatları tamamlamanız gerekiyor. Ben istifa ederken, haykırarak 51 İl’in münfesih olduğunu, partinin seçimlere giremeyecek olduğunu söylememden bu tarafa üç ay geçti, ve yine yapılan bir şey yok.

YEKTA YAKTI: SİZDEN SONRA DA DP’Yİ BİTİRME OPERASYONU DEVAM EDİYOR, KALAN BİR AVUÇ İNANÇLI KADROLAR KONGRELER İLE GELMESİNE RAĞMEN GÖREVDEN HALA GÖREVDEN ALINIYOR.

Naşit BİRGÜVİ: İstifa edenler oldu, görevden alınanlar oldu, yanı taşın üzerine taş koymamalarına rağmen, mevcut taşları nasıl yıkarız mücadelesi içindeler. Son GİK toplantısında Konya ile Kayseri’nin ve bir çok ilçeleri görevden aldılar. Yeni atamalar yaptılar. Kayseri ile konuştum. Yeni atama yapılan yerlerin kongre ile seçildiklerini belirtti arkadaşlar, demek ki; bu yerleri fes ettiler. Bununda gerekçeleri var. Oraya müfettiş göndereceksiniz, müfettişin raporları doğrultusunda mevcut yönetimin ifadesini alacaksınız. Daha sonra GİK’te bunu tartışmaya açacaksınız.

‘ BENİM ADAMIM DEĞİL DİYE KAFA KOPARIRSANIZ SONUÇ BU OLUR’

Siz hiç bir soruşturma yapmadan sadece benim adamım değil, mantığıyla kafa koparırsanız, üstüne koydunuz bir şey yok. 51 İl münfesih, şuan seçimlere girme hakkınız yok. Benim bunları söylediğimin üzerinden üç ay geçti yine yapılan bir şey yok. Bu ne demektir. Daha bir 6 ay daha geçecek. Ve bir şey yapılamayacak demektir. Kongre takvimleri belirlemişler, bunu ellerini vicdanlarına koyarak söylesinler. Bugün kongrelerini yaptılar, yapılan kongrelerden sonra, en basit örneğini İzmir’den veriyorum. Yerel Yönetimler Seçimlerinde İzmir’de Büyükşehir Belediye Başkan adayı çıkaracak güçleri yok. Diyelim kerhen birisini buldular. Çalışmaları yapacak paraları yok.

YEKTA YAKTI: PEKİ SİZ UYSAL VE KADROSUNDA PARA OLMADIĞINI BİLMİYORMUYDUNUZ?

NAŞİT BİRGÜVİ: Büyük Kurultay öncesinde, Genel Başkan adaylarını İzmir’e çağırdım ve hepsine sordum. Kadronuzda kimler var, hangi, para ile geliyorsunuz, partinin mal varlıklarını satmadan bu partiyi idame ettireceğinize inanıyormusunuz, diye bu soruları hepsine sorduk. Bu adaylar arasında Gültekin Uysal’da vardı ve o da doğru dürüst cevap veremedi diğerleri gibi. Sayın Bakanımız Nevzat Ercan net bir tavır sergileyip adaylığını açıklamadı. ‘Varım, yokum, varım, yokum’ diye son geceye kadar istikrarlı davranmadı. Gültekin Uysal’ın en azından yaşının 35 olması, enerjisinin yerinde olması, ve partinin mallarının satılmayacağına dair, geçmiş yönetimde, GİK Üyesi olarak şehrinin olmasını kıstas aldım ve ehli-şer kabilinden, Gültekin Uysal dedik. İzmir olarak 92 delegelasyonla destekledik.

YEKTA YAKTI: SİZ KONGRE ÖNCESİ OSMAN ÇİLSAL’I DESTEKLEDİĞİNİZİ AÇIKLADINIZ, KONGRE AKŞAMI NE OLDU DA BU DESTEĞİNİZİ GERİ ÇEKTİNİZ?

NAŞİT BİRGÜVİ: Osman Çilsal’dan vaz geçme sebebimiz , Çilsal’ın kadrosunda var olduğunu söylediği isimlerin yalan olduğunu öğrendik. Ve vaz geçtik. Bunu kendi yüzüne karşı da o tarihte söyledim. Bunu sorduğumda bana gülerek cevap verdi ve, ‘siyaset yapıyoruz’ dedi. Listemde var dediği isimler kim, Mehmet Ali Bayar gibi isimler, tek tek saymama gerek yok. Hangi parayla görev yapacaksınız dedim, ’2 Trilyon param var’ dedi. Nereden buldunuz bu parayı diye sordum. ‘İstanbul’da iş adamlarından aldık’ dedi. Fakat ne acı ki; Ankara’da, bir yerden bir yerlere gidecek ceplerinde para yoktu. Biz, 4-5 gün Ankara’da, kamp kurduk ve bu süre içinde diğer adayların yüzlerindeki makyajın aktığını gördük. Yağmur yağdığında yüzündeki makyaj akar, Ankara’da da öyle oldu ve bütün yalanlar ortaya çıktı.

YEKTA YAKTI: PEKİ NEVZAT ERCAN DİREK GELSEYDİ VE BEN ADAYIM DESEYDİ TAVRINIZ NE OLURDU?

NAŞİT BİRGÜVİ: Değerlendirirdik. Bakanlık yapmış, Devleti tanımış, bilgi ve tecrübesi ile diğerlerinden çok önde olan bir isimdi. Tabi ki; tercih ederdik. Ne acı ki; kongreye 48 saat var, Genel Merkeze geliyor. Vaz geçtiğini ifade ediyor. Cuma günü Ahmet Uyanık’ın odasına geliyor. Ahmet Uyanık diyor ki; ’54 tane il başkanının imzası var sizi istiyorlar’diyor. Bunun üzerine merakla o imzaların kim olduğuna baktım. Benim imzam var. Adım -Soyadım var, karşısındaki imza bana değil, dedim ki; sayın bakanım bu 54 rakamı çok hayali bir rakam, bana sorulsaydı, imza atanların içinde bende yer alırdım. Burda İzmir olarak benim adım soy adım var. Karşısındaki imza bana aid değil, muhtemelen diğerleride sahte imzalar ile sizin gözünüzü boyamak istiyorlar. Sakın aldanmayın dedim. Bunun üzerine Sayın Bakan sinirlendi ve ‘aday değilim’dedi ve gitti.

‘ADAY OLAN ÇIKAR VE SONUNA KADAR MÜCADELE EDER’

Şimdi ben nasıl destekleyeyim Ercan’ı. Ben olsaydım, 54 İl Başkanı aday göstermese dahi, çıkarım demokratik hakkımı kullanırdım. Demokrasiyi içine sindirmiş bir insanın bu yola baş koyduysa bunu göze alması lazım. Ercan, ‘istiyorlarsa varım, yoksa yokum’ yok böyle bir şey.

YEKTA YAKTI: SAYIN ZEYBEK’TE GELDİ ÜÇ GÜNDE KONGREYİ ALDI, SAYIN ERCAN ÇIKIP ADAYIM DESEYDİ SONUÇ DEĞİŞİRMİYDİ?
NAŞİT BİRGÜVİ: Nevzat Ercan kararsız davrandı. Gültekin Uysal çıktı ve, ‘karşıma kim çıkarsa çıksın, ben bu yola baş koydum adayım’dedi. Kararlı olan insanları biz severiz. 92 delegeyi salona topladık ve oy birliği ile karar aldık ve Uysal’ı destekledik. Neden 5,5 ay sonra istifa ettim. Bir vebal almıştım. 5,5 aylık çalışmalarımı arkadaşlarıma da rapor ettim. Arkadaşlarım da, ‘sen koşuyorsun, bu açık bir şekilde ortada artık bir şeylere tavır koyman gerekiyor’ dediler. Zira biz o tarihte Demokrat Partiye bir yol tayin ettik. Biz Gültekin Uysal değil’de, Nevzat Ercan’ı destekleseydik kongreyi Ercan alırdı. Ben bu vebali sadece o makamları işgal edeyim, bir, iki yıl o kolktukta oturayım diye işgal etmem.

YEKTA YAKTI: SİZ GÜLTEKİN UYSAL’I O MAKAMA GETİRDİNİZ, BİR ÇOK İL VE İLÇEYE BİRLİKTE GİTTİNİZ, ARANIZDA NE GİBİ BİR SORUN ÇIKTIDA İSTİFA ETTİNİZ?

NAŞİT BİRGÜVİ: İstifamın sebebi, altını çizerek söylüyorum. Seçimlere 6 ay kalmadan evvel, bu partinin seçimlere girme hakkı netleşmeden evvel, halen bir şey yapılabilir mantığıyla bir tavır sergiledim. Tabanı uyandırmak için sineyi tabana döndüm. İstifamdan sonra taban uyuyor mu, tabi ki; uyumuyor. Tabanda ciddi bir beklenti var. Tabanın bu günlerdeki beklentisine cevap verecek olan delegasyondur. Şuan olağanüstü tekrar kurultaya gitmek üzere ön çalışmalar yapılıyor. Bu konuda ben kendimi biraz daha geriye çektim. Neden derseniz, Gültekin Uysal gitti. Uysal’ın yerine kimi getirmek zorundayız. Uysal’ın açığını kapatacak, çok dinamik bir ekip olacak ve gelenin elindeki çantada parası olması gerekiyor.

‘GENEL BAŞKAN ADAYININ ÇANTASINDA, BUGÜN KÜ YÖNETİM GİBİ GENEL MERKEZİN SATIŞ PROJELERİ, YERİNE PARASI OLMASI LAZIM’

Genel Başkan olacak kişinin çantasında bugün kü yönetim gibi Genel Merkezin satış projeleri değil, parası olması lazım. Demokrat Partinin 66 yıllık mazisinden gelmeye olabilirim. Demokrat Partideki mazim 11 seneye dayalı olabilir. İnsanların misyonunun ne olduğu önemli değil, siyasi ahlakı çok önemli, birileri bu partinin mallarına sahipliğini, bu partinin temelinden gelenlere aid olduğunu düşünebilir. Demokrat Partinin mallarının satılmasını asla tasvip etmiyorum. Siyaset yapılacaksa burayı yeni bir çatı gibi düşüneceksin. Yeni kurulan çatıda nasıl yola çıkarken o yolu nasıl gideceğinin hesabını yapacaksın. siz şimdi Türkiye’yi dolaşıyorsunuz. Kaç km. gideceğini, ne kadar giderin olacağının bütçesini yaptın ki; çıktın yola, ben Genel Başkan Yardımcısı olduğumda bana verilecek olan görev Yerel Yönetimlerdi. Ben kendime bir yol haritası çizdim. bunu çizerken de partimin benim masraflarımı karşılayacağı düşüncesi ile çizmedim. cebimdeki parama güvenip kabul ettim görevi.

‘TEK DERTLERİ BİR AN ÖNCE SATIŞI KİME NASIL, VE KAÇA YAPARIZ’

Uysal ve kadrosu yola çıkmışlar, Uysal Genel Başkan, diğerleri Başkan Yardımcısı olmuş ceplerinde paraları yok. Göreve gelir gelmez, tek dertleri, Genel merkezin değeri ne kadar, kaça satılır diye ihale dosyalarını çantalarına koyarak müteahhit müteahhit dolaştırmak. Bu asla kabul edilemez. Kongre öncesi İl Başkanlarının bir deklerasyon yayınlamasını istedim. Ahmet Uyanık’ta başkanlık yapmıştı. GİK ve MKK’ya girenden aidat alınsın dedim. Neye göre buranın aylık giderine göre, diyelim gider 150 bin, cebinde bin lira verecek aidat paran yoksa, bu göreve talip olmayacaksın. Ben bunu söylediğimde Yozgat İl Başkanı GİK’e giricem diye zıplıyordu. Aidat verilecek diye vaz geçti. Neden emekli öğretmen aldığı ne ki, masrafı karşılansın. O zaman ne yapacak göreve talip olmayacaksın ve birilerinin de önünü kesmeyeceksin.

‘CEPLERİNDE ÇAY PARALARI YOK, GENEL MERKEZİN KATLARINDA KAHVE YOK’ Bizim geleneğimizdir. Birisi yoldan geldiğinde alırsın çay ikram edersin, yemek ikram edersin, Genel Merkezin katlarında içilecek kahve yoktu. Kongre öncesi bu durumda olduklarını bilseydim yanlarında asla yer almazdım. Siyasetçi peşin hükümlü olamaz, şimdi Yekta Yaktı, siz az önce dediniz ki; ‘ bana Cumhuriyetin Yayın Yönetmenliğini verseler, yapamayacağımı bildiğim için kabul etmezdim’ dediniz. Siz kendinizi biliyorsunuz, yanı siz kendinizi bileceksiniz, ben, Yekta Yaktı, Cumhuriyet’in yada diğer gazetelerin koordinatörlüğünü yapamaz deme hakkına sahip değilim.

’6 AYDA BAŞARISIZ OLDUKLARI ORTAYA ÇIKTI’

Holdıng iş başvurusu yaparsınız, onlarda sizin cv’nize göre işe alırlar, 6 ay sonra başarısız olursanız sizi kapıya koyarlar, bunlarda kongre öncesi ortaya cv koydular ve 6 sonra başarısı oldukları orataya çıktı. Biz bunların pratikte hiç bir şey olmadıklarını gördük. 5,5 ay neden bekledim. 5,5 ayda alanım içinde olan bütün belediyelerimizi ve İl ve İlçelerin bir çoğunu gezdim. Belediyelerimizin olmadığı yerlere de gitmeye karar verdiğimde, Teşkilat Başkanı diyor ki; ‘kardeşim senin orda belediyen falan yok, Neden gidiyorsun gitme’ diyor.

‘UYSAL’A SORMAK LAZIM, CEBİNDE PARAN YOK. YOLA ÇIKARKEN BUNUN HESABINI NİYE YAPMADIN ? ‘

Uysal’a sormak lazım: Benim onlarla kişisel kavgam yok. Benim onların makamlarında mevkilerinde asla gözüm yok. Ve kendilerine de, dedim ki; Sayın Genel Başkanım yaşınız genç, siyaset yapmak gibi önünüzde çok uzun bir dönem var. Burada yara alırsınız ve hayat boyu siyasetin dışında kalırsınız, çalışalım dedim. Kendisi iyi niyetli bir şeyler yapmak istiyor ama, çantasında para yok. Yola çıkarken bunun hesabını yapmamış, diyorlar ki; eski müteaahitle sözleşme fes edildi, daha iyi şartlarda vereceğiz diye fes ettik diyorlar. Hayır bundan dolayı değil, mevcut binayı da içine katarak satmak için eski sözleşmeyi fes ettiler.

‘DEMOKRAT PARTİ’Yİ OTO STOPÇU YAPTILAR’

Parasız şekilde yola çıktılar. Parasız yola çıkarsan yolda oto stop yaparsın ve lokanta çıkışında bulunan çöplüğün önünde de yalanırsın. Demokrat Partiyi getirdikleri nokta bu. Demokrat partiyi taşımaları getiren uzun yolda, otoyol topçusu yaptılar.. Demokrat partiyi mutfak artıklarının önünde yalanır hale getirdiler. Gelinen bu noktayı bir Demokrat partili olarak içine sindire biliyorlarsa söyleyecek sözüm yok. Ama ellerini vicdanlarına koysunlar, sadece şuan biz, Demokrat parti’de Genel Başkan sıkıntısı yaşamıyoruz. Türkiye’ye başbakan sıkıntısı yaşıyoruz. Çünkü milletimiz bu hükümetten elini çekmek istiyor, alternatif arıyor, doğru alternatifinde bizim misyonumuz olduğunu biliyor.

YEKTA YAKTI? DP AKP’YE PAZARLANIYOR MU?

NAŞİT BİRGÜVİ: Başımızdaki insanlar bu dirayeti ortaya koyamadıklarından dolayı hem Demokrat partiyi uçuruma götürüyorlar, hemde Türkiye’yi alternatifsiz bırakıyorlar. Mevcut yönetimin niyetlerinde pazarlama olmasa dahi, şuan ki çalışma tempoları partiyi pazarlamaktan daha beter hale getirdi. Misyon gereği alternatifsizliği temin ederseniz, AKP’nin ekmeğine yağ sürersiniz. Ha Süleyman Soylu gitmiş kendi bedeni ile kendisini AKP’ye pazarlamış, ha Gültekin Uysal burada çalışmamakla, AKP’ye kaçan oylarını tekrar toparlamak yerine AKP’nin ekmeğine yağ sürmüş. Ne fark var. Süleyman Soylu’ya laf söyleyen ordaki bir Genel Başkanın Süleyman Soylu’dan ne farkı var. Her ikisinin yöntemleri farklı, her kapı AKP’ye hizmete dönüyor.

YEKTA YAKTI: SİZCE BİRİLERİNE VAADDE BULUNARAK, BİR YERE GELENLERİN İHANETİ İLE KARŞI KARŞIYAMIYIZ. ZİRA GİK’TE BULUNANLARIN BİR ÇOĞU TÜM OLUMSUZLUĞA RAĞMEN, UYSAL, KARA VE MERT’LE HAREKET EDİYOR?

NAŞİT BİRGÜVİ: olağan üstü kongrenin atmosferinde bundan daha iyi GİK yazılamazdı. İsim sıkıntısı vardı. O gün Uysal aradan sıyrıldı çıktı. Uysal’da kazanacağını düşünmüyordu. Demek ki; daha önceden bir çalışması olmamış. Uysal’ın Genel Başkan olmasını sağlayanların başında Namık Kemal Zeybek gelir. Neden derseniz, Zeybek son üç ay İl kongrelerine dahi gitmedi. Zeybek’ten kaynaklanan boşluğu Gültekin o kongrelere giderek doldurmaya başladılar, ekip olarak.

‘GİK LİSTESİ OLDU BİTTİYE GELDİ’

O aşamada Zeybek, Osman Çilsal’ı işaret etti ama bunu açıklamadı.Seçim kurulu yapılan son kongrelerde seçilen delegasyonun oy kullanmması gerektiğini söylüyordu. Bunlar gittiler dilekçe verdiler ve bir hakimin zaafından dolayı oy kullandılar. İstanbul yargıda, ayrıca Ahmet Uyanık İl Başkanları toplantısında, ‘kongreyi yapacak Genel Merkez yok. Size yalvarıyorum’ diye konuşma yaptı ve boşluğu Gültekin Uysal kullandı. Ve GİK listesi oldu bittiye geldi.

YEKTA YAKTI: DP BU KONUMDAN NASIL KURTULUR?

NAŞİT BİRGÜVİ: Net şekilde şunu söyleyebirim. Şuan adayım diye ortada dolaşan isimlerin partiye bir şey kazandırmayacağını düşüncesindeyim. Yanı yağmurdan kaçarken doluya tutulmamız gerekiyor. Az önce anlattığım gerçekler doğrultusunda, Gültekin Uysal’dan farklısını yapamazlar. Uysal’ın düşürdüğü bu bataktan adı ortalıkta dolaşanlar bu partiyi çıkaramazlar. Bunların kim olduğunu biliyorsunuz. Şuan ortalıkta adayım diye dolaşan isimler.

‘DEMOKRAT PARTİYE GÖNÜL ADAMI LAZIM’

Bize gönül adamı lazım, bir kaç dönem bakanlık yapmış, bu sözümün adresi hiç kimse değil, sakın bu sözümden dolayı da, hiç kimse alınmasın, ununu elemiş, eleğini duvara asmış, siyasete doymuş, bir milletvekili emeklisi veya bakan emeklisi olan, her ay aldığı emekli maaşı ile bütçe yapan ve bütçe ile yaşayan, bu bütçeyle kahvede ikinci bir çayın içilmeyeceğini bilen ve kimseye ikram etmeyen zihniyetteki insanların, Demokrat partiyi tekrar toparlayıp, ayağa kaldırması mümkün değil.

51 İL MÜNFESİH DURUMDA HİÇ KİMSE BUNUN HESABINI UYSAL’A SORMUYOR’

Demokrat partinin kaybedeceği zaman yok. İllerde görevde olan arkadaşların titreyelim kendimize gelelim diye bir dertleri yok. 51 il münfesih ve kimse teşkilat başkanına bunu sormuyor. İl Başkanları istişare toplantısında bunu bir kişi çıkıpta Genel Başkana hesabını sormadı. Yakasına yapışmadı.

YEKTA YAKTI: SAYIN ERCAN’IN DEDİĞİ GİBİ, SİZİN GİBİ DÜŞÜNEN 20-30 KİŞİ BİR ARAYA GELSE, DP TOPARLANIR MI?

‘BİZİM İÇİN AST OLAN PARTİMİZ VE ÜLKEMİZDİR’ NAŞİT BİRGÜVİ:

Kesin ayağa kalkar, önemli olan ön talepler ortaya koymadan bu isimler ile bir araya gelmektir. Sayın Nevzat Ercan’ın başkanlığında bu isimler ile bir araya bende gelirim ve bu isimler de, zaten kendi aralarında adayını belirler. Bizim için ast olan partimiz ve ülkemizdir. Aksi olsaydı, Genel Başkan Yardımcısı olarak görevimize devam ederdik. Ancak biz partimizin ve teşkilatlarımızın günden güne yok olmasına duyarsız kalamayacağımızın tepkisini ortaya koyarak tabanımıza ve yönetime mesaj verdik. Mesajımız da tabanımız tarafından alınmıştır’.

YEKTA YAKTI: KONGEREDEN SONRA EN ÇOK, SAYIN ERCAN’IN KONUŞMASINA MÜĞDAHALE ETTİĞİNİZ İÇİN ELEŞTİRİLDİNİZ, SİZ BU KONULARDA TECRÜBELİ SİYASETCİSİNİZ, DİVAN BAŞKANI OLARAK İSTESEYDİNİZ MÜDAHALE ETMEZDİNİZ, NEDEN KONUŞMAYI SIK SIK KESTİNİZ?

NAŞİT BİRGÜVİ: Delegasyondan gelen teklif kağıtlarında 10 dk. var. 15 dk. var, yarım saat var. Ve bir saat var. Yapılan bu dört öneride doğaçlama olarak geldi. Yanı önceden planlanmış bir şey değildi. Hepsini ayrı ayrı oylamaya sundum. Sizlerde oradaydınız ve kongre kayıtları var. Oylamayı 1 saatten başlattım. Salonda 10 kişi el kaldırmadı. Yarım saati oylattım. Salonun onda biri el kaldırdı. On dakikayı oylattım salonun 3′te biri el kaldırdı. 10 dakikayı oylattım da, salonun yüzde 90′ı el kaldırdı.

Divan başkanı olarak benim bu on dakikayı uygulamak zorunluluğum var. Ufuk Söylemez çıktı on dakika konuştu, Fatih Sinan yılmaz on dakika konuştu. Nevzat Ercan çıktı, on dakika konuşması gerekirken 20. Dakikaya geldiğinde uyarımı yaptım. Kendimden on dakika opsiyon kullandım ve sayın Bakanım dedim. Adaylar salona gelmeden oylama yapıldı ve konuşma süresi on dakika ile sınırlandırıldı. Divan başkanı olarak yetkili kullanarak Size on dakika fazla süre verdim.

Ancak sınırları aştınız, son beş dakika da konuşmanızı tamamlayın diye ikaz da bulundum. Sayın Ercan döndü bana çok provatik söylemle, ‘çok kürsüler gördük. Bizi kimse engelleyemedi, sen bizi engelleyemezsin,’ bunu bana neden söylüyorsunuz, ben sizin düşmanınız değilim, divan başkanıyım. Uysal’da salona geldiğinde taraftarlarını sustur diye uyardım. Salonda konuşan adayların kurallara uyması gerekiyordu. Delegelerin istediğini uyguladım. Bundan dolayı bana hiç kimsenin kızmaya hakkı olmadığını düşünüyorum.

SULTAN MANTI VE EGE’YE HAS ZEYTİN YAĞLILAR

Birgüvi ile yaptığımız röportajtan sonra, bir süre önce GİK’ten istifa eden, Gül Gülder ile Konak İlçe Başkanlığı’ndan ayrılan Gamze Salıvar ile DP İzmir eski İl Başkan Yardımcısı Ülkü Ketenci ile Sultan Mantı’da bir araya geldik. İzmir’de oturuyorsanız, mutlaka uğramanızı tavsiye ediyorum. Ege’ye has zeytin yağlıları anlatacak kelime bulamıyorum. Damak zevkine önem verenlerin bilgisine sunulur…